Hedonizm Nedir Psikoloji? Tarihten Günümüze Haz Arayışının İnsan Hikâyesi Bir tarihçi olarak geçmişi incelerken hep aynı soruyla karşılaşırım: İnsan neden mutlu olmak ister? Bu soru, yalnızca felsefenin değil, aynı zamanda psikolojinin de kalbinde yer alır. Hedonizm — yani hazcılık — ilk bakışta bencil bir zevk peşinde koşma öğretisi gibi görünse de, aslında insanın tarih boyunca değişmeyen varoluşsal bir çabasını yansıtır: acıdan kaçmak, mutluluğa yönelmek. Antik Yunan’dan günümüz psikolojisine uzanan bu yolculuk, bize yalnızca bir düşünce akımını değil, aynı zamanda insan ruhunun dönüşümünü anlatır. Antik Çağ’da Hedonizmin Doğuşu: Epiküros’un Sessiz Devrimi Hedonizmin tarihsel kökleri, Antik Yunan’a dayanır. Epiküros ve takipçileri, hazza…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Ramiz Dayı Nasıl Yazılır? (Kökenler, Bugün ve Yarın Üzerine Derin Bir Yolculuk) Arkadaşlar, şu “Ramiz Dayı nasıl yazılır?” sorusu var ya… Sadece bir imlâ meselesi değil; hafızamız, kültürümüz ve güncel dil alışkanlıklarımızın kesiştiği kocaman bir kavşak. Bu yazıyı, hem dil tutkunlarının hem de popüler kültürün kıyısından köşesinden geçen herkesin keyifle okuyacağı samimi bir sohbet niyetiyle kaleme alıyorum. Hızlı cevap: Doğru yazım “Ramiz Dayı”. Ayrı yazılır ve her iki kelimenin ilk harfi büyük olmalıdır. Doğru Yazım: “Ramiz Dayı” Neden Ayrı ve Büyük Harfle? Türkçe yazımda özel adlarla kullanılan unvanlar ve saygı sözleri, adla birlikte bir bütün oluşturduğunda büyük harfle başlar ve…
Yorum BırakGüz mü İlk Dönem, Bahar mı? Antropolojik Bir Zaman Okuması Bir antropolog olarak dünyaya baktığınızda, takvim yalnızca günleri değil, toplulukların ruhlarını, döngülerini ve kimliklerini de anlatır. Kültürlerin çeşitliliği içinde zamanın algısı her yerde farklıdır: kimine göre başlangıç, kimine göre yeniden doğuştur. “Güz mü ilk dönem, bahar mı?” sorusu da bu bağlamda sadece bir akademik zamanlama tartışması değildir; insanın evrenle kurduğu ilişkinin kültürel bir yansımasıdır. Zamanın Kültürel Ritüeli: Başlangıcın Nerede Olduğu Bazı toplumlarda güz, başlangıç dönemi olarak kabul edilir. Bu anlayış, tarım toplumlarının ritüellerinde kök salmıştır. Hasat mevsimi bitmiş, toprak dinlenmeye çekilmiş, insan yeniden planlamaya başlamıştır. Antik Mezopotamya’da yıl, güz hasadının…
Yorum BırakHiç düşündünüz mü, bir isim sadece bugünün siyaset sahnesini değil, yarının toplumunu da şekillendirebilir mi? İşte tam da bu sorunun peşinden giderek bugün sizlerle birlikte, geleceğin Türkiye’sinde önemli izler bırakması beklenen bir ismin, Milletvekili Hasan Yılmaz’ın hikâyesine ve potansiyeline dair vizyoner bir beyin fırtınası yapmak istiyorum… Milletvekili Hasan Yılmaz Kimdir? Bir İsimden Daha Fazlası Hasan Yılmaz, Türkiye’nin yeni nesil siyasetçileri arasında adını hızla duyuran bir isim. Siyasi kariyerine genç yaşta başlayan Yılmaz, hukuk eğitiminin ardından uzun yıllar kamu yönetiminde görev alarak devlet kurumlarında önemli sorumluluklar üstlendi. Sahadaki tecrübesi, halkla kurduğu güçlü bağlar ve vizyoner yaklaşımıyla kısa sürede siyasetin merkezinde yer…
Yorum BırakKaynakların Sınırlılığı ve Gürültünün Ekonomik Boyutu Ekonomi bilimi, kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçları karşılamaya çalışırken yapılan tercihleri inceler. Ancak bu tercihler sadece üretim, tüketim ya da gelir dağılımı ile sınırlı değildir; çevresel etkiler de ekonomik kararların ayrılmaz bir parçasıdır. Gürültü kirliliği, genellikle görünmez bir maliyet olarak göz ardı edilse de, aslında ciddi bir “dışsallık” (externality) problemidir. Bir ekonomist için gürültü, piyasada fiyatlanmayan fakat toplum refahını azaltan bir unsurdur. Bu nedenle gürültü kirliliğinin nerelerde yoğunlaştığını anlamak, ekonomik sistemin kaynak kullanımını ve refah dengesini analiz etmek açısından kritik öneme sahiptir. Gürültü Kirliliğinin Ekonomik Coğrafyası 1. Sanayi Bölgeleri ve Üretim Merkezleri Sanayi bölgeleri, ekonomik…
Yorum BırakKapatmak Türkçe mi? | Bir Kelimenin Peşinde Felsefi Bir Macera Dil dediğimiz şey, aslında hayatın aynasıdır. Biz değiştikçe, dilimiz de değişir; yeni kavramlar, yeni kelimeler doğar, eskiler bazen tarih olur. İşte bugün, kulağa sıradan gelen ama içine daldıkça derinleşen bir kelimenin peşine düşüyoruz: “Kapatmak.” Türkçe mi? Türkçe de olsa ne kadar “bizden”? Belki de mesele sadece kelimenin kökeni değil, onu nasıl algıladığımızdır. Hadi gelin, bu kelimeyi farklı bakış açılarıyla masaya yatıralım. ☕️ — “Kapatmak” Kelimesinin Köklerine Yolculuk İlk adımı meraklı bir dil dedektifi gibi atalım. “Kapatmak” kelimesi Türkçe’nin öz malı gibi dursa da, aslında kökenine baktığımızda “kapamak” fiilinden türediğini görürüz.…
Yorum BırakKanunlar Nasıl Onaylanır? Geleceğin Toplumunu Şekillendiren Sürecin Derinliklerine Bir Yolculuk Samimi Bir Başlangıç: Geleceğin Yasalarını Birlikte Düşünmek Kanunlar yalnızca bugünün sorunlarını çözmek için değil, aynı zamanda geleceği inşa etmek için de var. Peki, birkaç yıl sonra ya da birkaç on yıl sonra bu süreç nasıl işleyecek? Hangi dinamikler, hangi teknolojiler ve hangi toplumsal beklentiler kanunların doğuşunu etkileyecek? Bu yazıda, birlikte beyin fırtınası yapar gibi düşünerek, “kanunlar nasıl onaylanır?” sorusunu yalnızca bugünün perspektifinden değil, geleceğin olasılıklarıyla da ele alacağız. Mevcut Süreç: Kanunların Onaylanma Mekanizması Bugün bildiğimiz şekliyle kanunların onaylanması oldukça sistematik bir süreçtir. Genellikle yürütme organı (örneğin hükümet) veya yasama üyeleri…
Yorum BırakBir Güneş Paneli Kaç Watt Üretir? Siyaset Biliminden Bir Güç Analizi “Güç” kavramı, ister bir devletin iktidar yapısında ister bir güneş panelinin enerji üretiminde olsun, aynı soruya çıkar: Ne kadar güç üretir, kim kontrol eder ve bu güç kimin yararınadır? Siyaset biliminin merceğinden bakıldığında, bir güneş panelinin watt değeri sadece teknik bir veri değildir; toplumsal düzenin, ideolojik tercihlerin ve ekonomik gücün somut bir göstergesidir. Enerji, İktidarın Yeni Yüzü Modern toplumlarda enerji, iktidarın ve bağımsızlığın temel aracıdır. Bir ülkenin enerji üretim kapasitesi, tıpkı bir hükümetin siyasal meşruiyeti gibi, onun içsel istikrarını belirler. Güneş paneli burada sadece bir mühendislik ürünü değil; devletlerin,…
Yorum BırakYapıca Cümleler Ne Demek? Geçmişin İzinde, Bugünün Dilinde Geçmişi Anlamaya ve Günümüzle Bağ Kurmaya Çalışan Bir Tarihçinin Girişi Geçmişin izlerini sürmek, sadece tarihi olayları öğrenmek değil, aynı zamanda bu olayların günümüzde nasıl şekillendiğini ve etkilerini nasıl hissettirdiğini anlamaktır. Bir tarihçi olarak, geçmişin derinliklerine indiğimizde, her şeyin bir yapısı, bir düzeni ve bir bağlantısı olduğunu görürüz. Bu bağlamda dil, toplumların düşünsel yapılarının bir yansıması olarak ortaya çıkar. Toplumlar zaman içinde dönüşürken, dil de bu dönüşümün bir parçası olur. Peki, dildeki yapılar, özellikle de yapıca cümleler, bize nasıl bir anlam dünyası sunar? Geçmişte toplumsal yapıların nasıl şekillendiğini anlamamıza nasıl yardımcı olabilir? Bugün,…
Yorum BırakKan Bağı Olmayan Kardeşler Evlenebilir mi? Geleceğin Toplumu Bu Soruyu Yeniden Yazabilir! İnsanoğlunun en büyük meraklarından biri, gelecekte “normal” dediğimiz şeylerin nasıl değişeceği. Bugün kulağa tuhaf gelen fikirler, yarının sıradan gerçekleri olabilir. “Kan bağı olmayan kardeşler evlenebilir mi?” sorusu da tam olarak bu tartışmanın merkezinde duruyor. Bu sadece bir hukuk veya din meselesi değil; toplumsal algının, etik anlayışının ve hatta insan ilişkilerinin geleceğini sorgulayan kocaman bir soru işareti. Hadi gelin, bu meseleyi bir beyin fırtınası gibi ele alalım. Erkeklerin Analitik Gözüyle: Mantık mı, Norm mu? Erkekler genellikle meseleye daha stratejik ve kural odaklı yaklaşır. Onlara göre, eğer iki insanın arasında…
Yorum Bırak