Haşa ve Kella Ne Anlama Gelir? Gerçekten Anlatıldığı Gibi mi?
Herkesin kulağına çokça çalınan, dilimize adeta yapışmış olan bu iki kelime: “haşa” ve “kella”. Sadece kelimeler değil, aynı zamanda bir duruş, bir inanç gibi de kullanılıyor. Peki, gerçekten ne anlama geliyorlar? Türkçede bu kelimeler, çoğu zaman derin anlamlar taşır, ancak her zaman doğru kullanıldıklarını söylemek zor. Bir kelimenin anlamı, duygusal yoğunluğu ve güç kullanımı, çok daha karmaşık bir boyuta sahiptir.
Gelin, bu kelimeleri anlamaya çalışırken, onların güçlü bir şekilde taşınan bu anlamlarını biraz daha sorgulayalım.
“Haşa”, aslında reddedilen bir durumu veya düşünceyi ifade etmek için kullanılan bir kelime. Kişi, ne kadar bu kelimeyi doğru kullandığını düşünse de, bir zaman sonra “haşa” kelimesi yanlış anlaşılabilir ve şiddetli bir reddedilişi, aşırı bir tepkiyi çağrıştırabilir. Türkçede sıklıkla “haşa” denir, çünkü bir şeyin imkansız olduğu, kabul edilemez olduğu düşünülür. Ama soralım: Bu kelime gerçekten ne kadar doğru? İnsanlar bu kelimeyi “hayır” demek için mi kullanıyor, yoksa toplumda yerleşmiş olan kalıp yargıları, dogmaları mı pekiştiriyor?
“Haşa”, bir şeyi reddetmenin ötesinde, bazen bir tür kapalı zihinliliği simgeliyor olabilir mi? Sadece ‘bunu kabul etmiyorum’ demekle ne kadar derin bir anlamı ifade edebiliriz? Kulağa hoş gelse de, bu reddedişin altında başka bir şeyler olabilir mi? Hemen bir eleştiri yapacak olursak: Bir kelimenin anlamı, insanların zihinlerinde ne kadar dar ve kısıtlı bir kalıba oturuyorsa, bizler de bir o kadar dar bir düşünme biçimine hapsolmuş olabiliriz.
Ve gelelim “kella”ya. Yine sıklıkla “kella” deriz; aslında tıpkı “haşa” gibi bir reddediş, ama daha güçlü, daha vurgulu bir şekilde. Bu kelime daha sert bir ifade sunar. Burada hemen söylemeliyim ki, kelimenin gücünü artırmak adına kullanılan bu sertlik bazen tehlikeli olabilir. Zira, “kella” derken, sadece bir şeyin reddedilmesinden bahsetmekle kalmaz, aynı zamanda karşıdaki kişiyle olan ilişkide de bir mesafe yaratmış olursunuz. Kelle başı, isyan duygusu, öfke, veya yıkıcı bir reddediş… Gerçekten de, “kella” kelimesi bize aslında neyi anlatıyor? Hemen karar veremeyiz çünkü bu kelimenin çok boyutlu bir anlamı var. Bir kelime, her zaman kullanıldığı yere ve zamana göre şekil alır.
Buradaki tartışmanın belki de en kritik noktası, erkeklerin ve kadınların bu kelimeleri kullanırken gösterdikleri farklı yaklaşımlar. Erkekler, genellikle kelimeleri çözüm odaklı ve stratejik bir şekilde kullanma eğilimindedirler. Çoğu zaman, mantık ve gerekçelerle hareket ederler. Bir erkek “haşa” dediğinde, çoğunlukla bir şeyin yanlış olduğunu ve kabul edilemez olduğunu düşünür. Ama bu “reddediş”, bazen duygusal bir bağ kurmak yerine, daha çok bir engel koyma ya da durumu kontrol etme arzusuyla yapılır.
Kadınlar ise, “haşa” ve “kella” kelimelerini kullanırken genellikle daha empatik bir bakış açısı sergileyebilirler. Bu kelimeler onların kalp ve duygusal dünyalarındaki güvensizlikleri, korkuları ve reddetme isteklerini yansıtabilir. Bu durumun kadınlar için daha farklı bir anlam taşıdığını söylemek gerek. Kadınlar, kelimeleri daha çok ilişkiler ve insani değerler üzerinden kullanırlar. Bir kadının “kella” demesi, bazen kendini koruma, duygusal bir sınır çizme ve kendisini ifade etme çabası olabilir. Ama bazen de, kelimenin taşıdığı sert anlam, diğer insanlarla olan ilişkilerde kopukluk yaratabilir.
Bu noktada şunu sorgulamalıyız: “Haşa” ve “kella”, kelimeleri doğru kullanıyor muyuz? Yalnızca bir durumu reddetmek, gerçekten doğru bir yaklaşım mı? İlişkilerde daha çok empati ve anlayış gerektiren durumlar varken, bu sert kelimeler ve anlamlar her zaman yerinde mi kullanılıyor?
Kadınlar ve erkekler, kelimeleri kullanırken farklı duygular ve stratejiler geliştirebilir. Ama bazen, “haşa” ve “kella” gibi kelimelerin derinlemesine incelenmesi, yanlış kullanımlarına yol açabilir. Sadece bir dilin yapısal anlamını değil, aynı zamanda kelimenin bir ilişkide yaratacağı duygusal derinliği de göz önünde bulundurmalıyız.
Şimdi, sizler de düşünün. Bu kelimeler ne kadar anlamlı ve yerinde? Ya da, belki de hepimizin unuttuğu bir şey var: Bazen, kelimelerin yerine başka bir şey koymak çok daha etkili olabilir.
Yorumlarınızı duymak istiyorum. Gerçekten, “haşa” ve “kella” doğru kelimeler mi? Yoksa bu sert dil, bizi birbirimizden uzaklaştıran bir engel mi?